Zirve kapsamında küresel siyasi ve ekonomik görünüme ilişkin son gelişmeleri değerlendirdik.

Dünyamız son 3 yıldır salgınla başlayıp sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle daha da çetrefilleşen sancılı bir süreçten geçiyor.

Bilhassa aşırı yükselen enerji, gıda ve hammadde fiyatlarının hiçbir ayrım yapmadan tüm ekonomileri zorladığı görülüyor.

Avrupa ve Amerika dâhil pek çok bölgede son 50-60 yılın zirvesine ulaşan enflasyon rakamları, karşılaşılan sıkıntının büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Alışılageldik usullerle, ezberlenmiş yöntemlerle enflasyonu düşürme formülünün ise henüz istenilen sonuçları veremediğini görüyoruz.

Aynı şekilde ekonomik kriz, Batı ülkelerinde Müslümanların yanı sıra Afrika ve Asya kökenli göçmenlere karşı nefret söylemlerini de artırmıştır.

Türkiye tüm insanlığın huzurunu, barışını ve refahını etkileyen bu sınamalar karşısında üzerine düşeni yerine getirmenin çabasındadır.

Salgın döneminde 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım gönderdik.

Millî gelire göre dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesiyiz.

Yaklaşık 5 milyon yerlerinden edilmiş kişiye yıllardır ev sahipliği yapıyoruz.

Nerede bir ihtiyaç sahibi varsa imdadına koşuyoruz.

Ukrayna’da ihtilafın ilk gününden bu yana savaşın kazananı, adil bir barışın ise kaybedeni olmayacağı düşüncesiyle hareket ettik.

BM ile birlikte Karadeniz’de tahıl koridorunu inşa ettik.

Şimdiye kadar yaklaşık 11 milyon ton tahılın dünya pazarına girmesini temin ettik.

2015’teki G20 dönem başkanlığımız sırasında gıda güvenliğini öncelikli konu olarak işlemiştik.

Dünyada her yıl 1 milyar ton gıda maddesi çöpe giderken 1 milyara yakın insan da yatağa aç girmektedir. Türkiye bu adaletsiz tabloyu değiştirmeye yönelik faaliyetlerini sürdürmektedir.

Eşim Emine Erdoğan öncülüğünde yürütülen Sıfır Atık Projesi’ni uluslararası arenaya taşıdık.

Bu önemli projenin çevre kirliliğinin önüne geçme yanında küresel bir sorun olan israfı da azaltacağına inanıyoruz.

Zirvede küresel sağlık sisteminin iyileştirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulunduk.

Türkiye’nin sağlık altyapısında katettiği mesafeyi paylaştık.

“Health Türkiye” hamlesiyle ülkemizi uluslararası sağlık hizmetleri alanında marka haline getirmek istiyoruz.

Zirve vesilesiyle MIKTA ülkeleri olarak da bir araya gelme imkânı bulduk. MIKTA dönem başkanlığımız kapsamında bir ortak açıklama da yayımladık.

İki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme de gerçekleştirdik…

Küresel ölçekte yaşadığımız ekonomik sıkıntıların üstesinden G20’nin kararlı, etkili, çözüm odaklı anlayışıyla geleceğimize inanıyorum.

İstişarelerimizin, ortaya koyduğumuz taahhütlerin küresel siyasi ve ekonomik istikrar için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.